Турецко-русский словарь | http://www.ansiklopedi.dilbydil.com | Энциклопедия турецкого языки

ЗНАЧЕНИЯ

1. (yemek) еда, пища, кушанье

2. суп


ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ

  • Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır. Как только дервиш сядет на коня, сразу считает себя господином; как только репа попадает в еду, сразу считает себя маслом. С высока полёта вскружится голова.
  • Arpa eken buğday biçmez. Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar. Herkes ne ederse kendine eder. İnsan ektiğini biçer. Kişi ettiğini bulur. Ne doğrarsan aşına, o çıkar karşına (kaşığına). Ne ekersen onu biçersin. Что посеешь, то и пожнёшь.
  • Aş deliye kalıyor. Два умных дерутся, а пища достаётся дураку.
  • Aş gördün gel, dayak gördün kaç. Ekmeği gördün mü ye, dayağı gördün mü kaç. Дают — бери, а бьют — беги.
  • Ayağını yorganına göre uzat. Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat (pişir) aşını. Herkesin hamuru ekmeğine göre. Yorganına göre ayağını uzat. По одёжке протягивай ножки.
  • Avrat vardır arpadan aş eder, avrat vardır bulguru keş eder. Есть женщина, что из овса еду приготовит, а есть женщина — пшено испортит.
  • Azıcık aşım, ağrısız (kaygısız) başım. Лучше иметь немного, да чувствовать себя хорошо. Без денег сон крепче.
  • Bilinmedik aş ya karın ağrıtır ya baş. İstenmeyen aş, ya karın ağrıtır ya baş. Без охоты не споро у работы. Не зная броду, не суйся в воду.
  • El kazanı ile aş kaynamaz. Чужим богат не будешь.
  • Erken kalktım işime, şeker kattım aşıma. Наживать, так раньше вставать.
  • Fazla aş ya karın ağrıtır, ya baş. Gönülsüz yenen aş, ya karın ağrıtır ya baş. Кто жаден до еды, дойдёт до беды. Насильно мил не будешь.
  • Gençlikte para kazan, kocalıkta kur kazan. Gençlikte taş taşı, kocalıkta ye aşı. Смолоду наживай, а под старость проживай.
  • Gözünde yaşı var, tasında aşı yok. На глазах слёзы, а в миске ничего нет (о бедном, неимущем).
  • Her aşın kaşığı. Каждой (ко всякой) бочке затычка.
  • İmam evinden aş, ölü gözünden yaş çıkmaz. Из дома имама не дождёшься пищи, как слезы из глаз мертвеца.
  • İş olan yerde aş olur. Там, где есть работа, там есть и еда.