Ekmek

Турецко-русский словарь | http://www.ansiklopedi.dilbydil.com | Энциклопедия турецкого языки

ЗНАЧЕНИЯ

1. (tohum atmak) засевать, обрабатывать (землю и т.п.)

2. сеять

3. (serpmek) посыпать (например, солью)

4. (parayı boşuna harcamak, ziyan etmek) растрачивать, разбазаривать

5. (bırakıp gitmek, savuşmak, atlatmak) отделаться, улизнуть

6. обронить, посеять, потерять

7. обманывать, избавляться


-ği


1. (nan, nanıaziz) хлеб

  • beyaz ekmek — белый хлеб

2. (İnsanı geçindirecek iş, kazanç) хлеб насущный, пропитание


ПОСЛОВИЦЫ И ПОГОВОРКИ

  • Acıyan çok ama ekmek veren yok. Голодного словами не накормишь.
  • Açın gözü ekmek teknesinde olur. Голодной куме хлеб на уме.
  • Açlıkta darı ekmeği helvadan tatlıdır. При голоде просяной хлеб вкусней халвы.
  • Arıdan korkan bal satamaz. Kuştan korkan darı ekmez. Волков бояться — в лес не ходить.
  • Arpa eken buğday biçmez. Çanağa ne doğrarsan kaşığında o çıkar. Herkes ne ederse kendine eder. İnsan ektiğini biçer. Kişi ettiğini bulur. Ne doğrarsan aşına, o çıkar karşına (kaşığına). Ne ekersen onu biçersin. Что посеешь, то и пожнёшь.
  • Arpa ektim darı çıktı! Получилось всё шиворот-навыворот!
  • Aş gördün gel, dayak gördün kaç. Ekmeği gördün mü ye, dayağı gördün mü kaç. Дают — бери, а бьют — беги.
  • Ayağını yorganına göre uzat. Erine göre bağla başını, tencerene göre kaynat (pişir) aşını. Herkesin hamuru ekmeğine göre. Yorganına göre ayağını uzat. По одёжке протягивай ножки.
  • Biri eker biri biçer. Один сеет, другой (плоды) пожинает. Медведь пляшет, а цыган деньги берёт.
  • Buğday ekmeğin yok ise arpa unun da mı yok? Чем богаты, тем и рады.
  • Buğday ekmeğin yoksa, buğday dilin de mi yok? Не дорог обед, дорог привет.
  • Çalışan ekmeğini taştan çıkarır. Çalışan kazanır. Бей молотом — не будешь жить голодом.
  • Ek tohumun hasını, çekme yiyecek yasını. Хорошо дёшево не бывает.
  • Ekmeden biçilmez. Не посеешь — не пожнёшь.
  • Ekmek aslanın ağzında. Хлеб в пасти льва (о чём-либо труднодоступном).
  • (Ekmek) çiğnemeden yutulmaz. Ekmeden biçilmez. Без труда не вынешь рыбку из пруда.
  • Ekmek elden su gölden. Поесть и попить на даровщинку.
  • Ekmek kazanmayan ekmeğin kıymetini bilmez. Тот, кто не сеет хлеб, его цену не знает.
  • Ekmek olmazsa yemek olmaz. Без хлеба нет обеда.
  • Ekmek veren el ısırılmaz. Руку, дающую хлеб, не кусают. И собака на того не лает, чей хлеб ест.
  • Ekmediğin yerde biter. Появляется, где не ждали (о навязчивом, надоедливом человеке).
  • Ekmeğini kendi yiyen yükünü kendi kaldırır. Кто ест в одиночку, тот и свою ношу поднимает в одиночку.
  • Erken eken erken biçer. Днём раньше посеешь, неделей раньше пожнёшь.
  • Evvel baba ekmeği sonra koca ekmeği. Сначала хлеб отца, потом хлеб мужа (об уделе женщины).
  • İt sahibini tanır. Köpek bile kendine ekmek vereni tanır. Köpek ekmek veren kapıyı tanır. Köpek sahibini ısırmaz. И собака на того не лает, чей хлеб ест.
  • İtin (köpeğin) duası kabul olsaydı gökten ekmek (kemik) yağardı. Если бы молитвы собаки были услышаны, то с неба падал бы хлеб (кости). Не всё сбывается, что желается.
  • Komşu ekmeği komşuya borçtur. В гости ходить — надо и к себе водить.
  • Kötülük eken pişmanlık çeker. Посеявший зло раскается.
  • Olsa ile bulsayı ekmişler (olsayı bulsaya vermişler), hiç doğmuş. Olsa ile bulsayı ekmişler, yel ile yuf bitmiş. Если бы да кабы, да во рту росли грибы.